Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Konseyi 51. Oturumu'nda yaptığı konuşmada, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'yu bölgesel barışın önündeki en büyük engel olarak nitelendirdi. Erdoğan, Gazze'deki insanlık dışı saldırıları kınayarak, 55 binden fazla kişinin şehit edildiğini, 128 bin kişinin de yaralandığını hatırlattı. Türkiye'nin Filistin halkının yanında olduğunu vurgulayan Erdoğan, adaletin tecelli edeceğine olan inancını dile getirdi. Son iki yıldır İsrail'in işgal ve saldırılarının arttığını belirterek, Batılı güçlerin desteğini arkasına alan İsrail'in bölgeyi istikrarsızlaştırmaya çalıştığını ifade etti. Gazze'nin harap edildiğini, sağlık tesislerinin, okulların, camilerin ve kiliselerin bombalandığını, sivillerin hunharca katledildiğini anlattı. 2 milyon Gazzeli'nin insani krizle boğuştuğunu dile getiren Erdoğan, İsrail'in Lübnan, Yemen, Suriye ve son olarak İran'ı da hedef aldığını belirtti.

Netanyahu'nun Bölgesel Politikaları

Erdoğan, İsrail'in İran'a yönelik saldırılarını en güçlü şekilde kınadı ve İran halkına taziyelerini sundu. İsrail'in saldırılarının "haydutluk" olduğunu vurgulayan Erdoğan, İran'ın kendini savunma hakkının meşru olduğunu belirtti. Uluslararası hukuku ihlal eden bu saldırıların, İsrail'in bölgede istikrarsızlaştırma politikasının bir parçası olduğunu dile getirdi. Saldırıların, İran'ın nükleer programıyla ilgili müzakerelerin yoğunlaştığı bir dönemde gerçekleşmesinin manidar olduğunu vurguladı. Nükleer silahları olan İsrail'in başkalarına nükleer silahların yayılmasından bahsetmesinin riyakarlık olduğunu söyledi. Erdoğan, Netanyahu hükümetinin müzakere sürecini baltalamayı hedeflediğini ve diplomatik çözümleri istemediğini savundu. Bu politikaların 1967 sınırları temelinde bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasına engel olduğunu belirtti. Erdoğan, Netanyahu'nun Siyonist emellerinin bölgeyi büyük bir felakete sürüklemeyi amaçladığını iddia etti.

İki Devletli Çözümün Önemi

Konuşmasında iki devletli çözümün hayati önem taşıdığını vurgulayan Erdoğan, daha fazla ülkenin Filistin devletini tanıması gerektiğini ve İsrail'e karşı uluslararası hukuk çerçevesinde zorlayıcı tedbirler alınması gerektiğini söyledi. Suudi Arabistan'ın öncülüğünde düzenlenecek uluslararası konferansın, iki devletli çözümü ilerletmek için önemli bir adım olacağını ifade etti. Aynı zamanda, İslam dünyasının birliğini ve dayanışmasını vurgulayan Erdoğan, Müslüman ülkeler arasındaki ihtilafların çözülmesi gerektiğini ve ortak bir iradeyle hareket edilmesi gerektiğini söyledi. İslam İşbirliği Teşkilatı'nın rolünün önemine değinen Erdoğan, İslam dünyasının tek bir kutup haline gelmesi gerektiğini belirtti. Türkiye'nin İİT Dönem Başkanlığı'nda İslam düşmanlığıyla mücadeleyi aktif şekilde sürdüreceğini açıkladı. Suriye'nin İİT üyeliğine geri dönmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi ve Suriye'nin istikrarı için desteklerini sürdüreceklerini belirtti. Ayrıca, Filistinli mültecilere yardım eden UNRWA'ya desteğin artırılması gerektiğini vurguladı.

Uluslararası Topluma Çağrı

Erdoğan, uluslararası topluma ve İsrail üzerinde etki sahibi ülkelere, Netanyahu'nun çatışmaları derinleştirme politikalarına itibar etmemeleri çağrısı yaptı. Bölgenin yeni bir savaşa tahammülünün olmadığını belirterek, akılcılık, sağduyu ve temkinli bir yaklaşım çağrısında bulundu. Türkiye'nin, çözümün diplomasi ve diyalogdan geçtiğine inandığını ve kolaylaştırıcılık dahil üzerlerine düşeni yapmaya hazır olduklarını ifade etti. Erdoğan, 13 Haziran'dan bu yana sükunetin tesisi için çaba sarf ettiklerini ve bu temaslarını sürdüreceklerini belirtti. Son olarak, İsrail'in komşularının güvenliğini tehdit ederek kendi güvenliğini sağlayamayacağını ve evdeki hesabın çarşıya uymayacağını belirtti. Türkiye'nin, bölgede sınırları kanla çizilecek yeni bir düzenin kurulmasına asla izin vermeyeceğini vurguladı.