Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu. Ramazan Bayramı'nı kutlayan Erdoğan, AK Parti teşkilatlarının bayram boyunca yaptığı çalışmalara değindi ve 4,5 milyon kişiye ulaşıldığını belirtti. Gençlik Kolları'nın 'İftara 5 Kala' etkinliğiyle 800 binin üzerinde vatandaşa iftar yemeği dağıttığını vurguladı. Kabine üyeleri ve milletvekillerinin de Türkiye'nin dört bir yanında vatandaşlarla bir araya geldiğini ve çeşitli etkinliklere katıldığını söyledi. Ayrıca, Milletin Evi'nde farklı kesimleri ağırladıklarını ve hasbihal ettiklerini ekledi. Erdoğan, tüm bu çabaların, 81 ilde kardeşlik ve dayanışma ortamı oluşturmayı hedeflediğini belirtti.
Küresel Sistemde Yeni Bir Dönüşüm
Erdoğan, dünyada yaşanan gelişmelerin küresel sistemde önemli bir değişimin işaretçisi olduğunu belirtti. İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan ve Soğuk Savaş'ın bitimiyle güçlenen küresel sistemin temelden çatırdadığını dile getirdi. Neoliberal düzenin yerini daha korumacı bir yapının aldığını, devletlerin toplumu ve ekonomiyi güçlendirmeye odaklandığını vurguladı. Ticaret savaşlarının küresel ölçekte etkilerinin olacağını ve şiddetli bir ekonomik fırtınanın yaklaştığını ifade etti. Dünyanın tek kutupluluktan çok kutupluluğa doğru hızlı bir geçiş yaşadığını, bu durumun doğum sancılarını yaşadığımızı ve Türkiye'nin bu süreci en iyi yöneten ülkelerden biri olduğunu belirtti. Türkiye'nin küresel rekabette güçlü bir konuma geldiğini ve yeni dönemin kurucu aktörlerinden biri olduğunu söyledi.
Türkiye'nin Güçlü Konumu ve Yeni Türkiye Vizyonu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin güçlü altyapısıyla yeni döneme damgasını vurduğunu vurguladı. Türkiye Yüzyılı vizyonunun ete kemiğe büründüğünü ve milli ülkü olarak parladığını söyledi. Muhalefetin eski Türkiye'de yaşadığını ve Türkiye'nin icazetle iş gördüğünü zannettiğini belirtti. Ancak Türkiye'nin artık icazeti aranan ülke konumuna geldiğini ve büyük güçlerin oyunlarında figüran değil, senaryoyu yazan aktör olduğunu vurguladı. Batı güçlerinin Yeni Türkiye'yi benimsemek zorunda kaldığını, ancak ana muhalefetin bunu halen anlayamadığını belirtti. 14-28 Mayıs seçimlerinden önce Amerika'dan ekonomist ithal etmekle övünenleri eleştirdi. Türkiye'nin "level atladığını" ve çok farklı bir ligde mücadele ettiğini vurguladı.
Türkiye'nin Ekonomik Dirençliliği
Erdoğan, küresel ekonominin zorlu bir sınavdan geçtiğini belirterek, ticaret savaşlarının yeni bir boyut kazandığını hatırlattı. Bu gelişmelerin enflasyonist baskıları artıracağını, piyasalarda güven kaybına yol açacağını ve emtia fiyatlarında dalgalanmalara neden olacağını belirtti. Ancak Türkiye'nin 14-28 Mayıs seçimlerinden sonra güçlü bir ekonomi ekibi kurduğunu ve şoklara karşı dirençli hale getirecek bir program uygulamaya koyduğunu vurguladı. Türkiye'nin düşük tarife uygulayan ülkeler arasında olması nedeniyle bu zorlu dönemi daha kolay atlatacağını, ticaret, üretim ve ihracatta menfi bir durum beklemediğini ifade etti. Türkiye'nin ihracatının yüzde 62'sinin serbest ticaret anlaşması olan ülkelerle gerçekleştiğini, düşük borçluluğa sahip olduğunu, genç ve dinamik iş gücüne sahip olduğunu ve güçlü altyapısıyla pozitif ayrıştığını belirtti. Enflasyondaki düşüşün süreceğini, maliye politikasında disipline devam edileceğini, dış dengede güçlü bir iyileşme olduğunu ve işsizlik oranının düştüğünü açıkladı. Ayrıca, Mart ayında Cumhuriyet tarihinin en yüksek ikinci günlük ihracatına ulaşıldığını ve Merkez Bankası'nın rezervlerinin güçlü olduğunu aktardı.