Selçuk Bayraktar’ın TEKNOFEST konuşmasındaki “tekno feodalizm” vurgusu, küresel teknoloji şirketlerinin artan gücünü ve oluşturduğu tehditi gündeme taşıdı. Akıllı telefonlardan sosyal medyaya kadar birçok teknoloji, kişisel verilerimizi topluyor ve bu veriler, şirketlerin elinde büyük bir güç haline geliyor. Bayraktar, bu durumu, devletlerden bile daha güçlü konuma gelen şirketlerin yarattığı yeni bir feodalizm olarak tanımlıyor. Bu durumun, bireysel özgürlükleri ve ulusal güvenliği tehdit ettiği belirtiliyor. Hatta, bu teknolojilerin kötü niyetli kişiler veya devletler tarafından silah olarak kullanılabileceği endişesi de mevcut. Bu durum, ülkelerin dijital bağımsızlıklarını ve siber güvenliklerini sağlama ihtiyacını da ortaya koyuyor. Dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca insanın günlük hayatının bu şirketlere bağımlı olması ve bu şirketlerin veriler üzerindeki kontrolü oldukça endişe verici bir durum.

Tekno Feodalizmin Tehlikeleri

ADE0 Siber Güvenlik Uzmanı Ersin Çahmutoğlu, dünya devi sosyal medya şirketlerinin tekelci yapılarını ve devlet otoritesini tanımaz halde dijital tahakküm kurma çabalarını vurguluyor. Google, Facebook, Apple, Microsoft ve TikTok gibi şirketlerin, kullanıcı verilerini toplamaları ve bu verileri ticari amaçlarla kullanmaları, gizlilik ve güvenlik ihlallerine yol açıyor. Kullanıcılar, bu şirketlerin sunduğu hizmetler için ücret ödüyorlar ancak aynı zamanda verileriyle birlikte birer hedef haline geliyorlar. Bu durum, şirketlerin geliştirdikleri ürün ve hizmetleri birer silaha dönüştürme potansiyeline işaret ediyor. Özellikle, casus yazılımlar aracılığıyla elde edilen bilgiler, ulusal güvenlik için büyük bir tehdit oluşturuyor. Bu şirketlerin oluşturduğu dijital hegemonya, ulusal güvenlik açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor.

Milli Güvenlik Boyutu

Çahmutoğlu, cep telefonlarından bilgisayarlara, akıllı cihazlara kadar pek çok teknolojik ürünün, kontrollü bir şekilde kullanılmadığı takdirde tehlikeli bir silaha dönüşebileceği uyarısında bulunuyor. Bu ürünlerin kontrolünün şirketlerde olması, kullanıcıları ve devletleri risk altında bırakıyor. Geçtiğimiz yıl yaşanan Mossad operasyonu, yabancı menşeli bir çağrı cihazının ulusal güvenliği tehdit edebileceğini açıkça gösteriyor. İsrail'in Hizbullah'ın iletişim cihazlarını hedef alan saldırısı, milli iletişim teknolojilerinin önemini gözler önüne seriyor. Bu tür olaylar, Türkiye gibi ülkelerin bu yeni teknolojik hegemonya karşısında önlem alması gerektiğini vurguluyor. Siber saldırılara karşı korunmak ve dijital bağımsızlığı sağlamak için milli teknolojilere yatırım yapılması ve siber güvenlik politikalarının geliştirilmesi önem arz ediyor.

Dijital Bağımsızlık İçin Çözüm Önerileri

Türkiye'nin, tekno feodalizm tehdidine karşı önlemler alması gerekiyor. Milli teknoloji geliştirme ve siber güvenlik alanında daha fazla yatırım yapılması gerekiyor. Ayrıca, uluslararası iş birlikleri ile küresel dijital hegemonyaya karşı mücadele edilmesi önem taşıyor. Bu konuda farkındalığı artırmak ve kamuoyunu bilgilendirmek de önemli bir adım. Ülkeler, kendi dijital altyapılarını ve teknolojilerini geliştirerek bu tehditlere karşı daha dirençli hale gelebilirler. Bu durumun uluslararası iş birlikleriyle ele alınması ve küresel bir çözüm bulunması gerekiyor. Aksi halde, bazı küresel şirketlerin devletler üstü konumu ve hegemonyasının yarattığı tahribatı gelecek yıllarda daha sık görebiliriz.